Cumartesi, Temmuz 19, 2008

BAZI BİTAKIM RESİMLER ve KORKUNÇLU FİLM


Dün gece nerdeyse hiç uyumadım. Bikoz efendim önce Superhero Movie'yi seyrettik, ben bi yerinde gülme krizine girdiim için bi süre beklemeli olarak seyrettik. Gözümden yaşlar fışkırdı. Bunca süper komik diil aslında tipik Amerikan onla bunla alay eden film ama bi yerindeki bi söz beni bayıltcaktı gülmekten. Annatmıyom, böyle esprileri annatınca komikliği kaçıyo çünkü.

Üzerine benim yeni bulduum yukarda resmi olan Lonely Hearts isimli bi filmi de seyredelim dedik, demez olaydık. Efenim ben gerilim, drama, korku filmi felan seyretmem geyik filmleri seyrederim ekseriyetle, extra acıya, korkuya, strese yer vermek istemiyom hayatımda, bi de ödül almışları seyretmeye çalışyom, ödülü neresine vermişler tespit ediim amacıyla. Bu film de böyle 1950 lerde geçen bi filmdi. Dönem tipiklerini çok beeniyom. '20 lerin çaça kıyafetleri, bob saç ve şapkaları, Louis topuklu ayakkabıları, '50 lerin kırmızı rujlu, incecik belli, bol etekli kadınları filan. Neyse filmin afişinden de dönem filmi gibiydi, olur taam dedim aldım yazdım seyrettik. Gerçi Black Dahlia isimli en son dönem filmi girişimimden tam bir beyin ......laması ile çıktıım için biraz da korkmuyo diildim. Film bi dolandırıcıdan seri katili bi kadın nası yaratır konulu idi. İnsanın kanı donuyo bi yerde. John Travolta da acayip yaşlanmış be. Böyle bu da insanın gönlünü bulandıran bi filmdi. Kafanıza takılıyo, bi sürü sahne gözünüzün önüne geliyo, uyutmuyo adamı. Öyle kan revan vahşet filan diil ama ağır psikolojik bi boyut. Beğendim ama çok, bulun izleyin siz de beenceksiniz. Salma Hayek'e de bittim ben şahsen kendim. O saçlar, bakışlar, deliliğin farkında olmayış filan tam not veriyom yani.
Sonra gece 3 civarında ben döndön dönerken yataamda, bi patlama oldu. Beylikdüzü civarlarından diil ama uzaklardan bi yerlerden geldi patlama sesi. Yüksekti ama epey, Uur bile uyanıp noluyo dedi. Sağa sola baktım camdan, sabahleyin gasteleri okudum internetten ama hiç bi haber yok. Acaba araba kazası filan mı dedim ama diil o durumda cam sesi, fren sesi filan gibi yan seslerin de olması lazımdı. Bi yeri mi bombaladılar aceba gene dedik ama hiç bi yerde haber yok anlamadım ki.
Sabahleyin Sabah gastesinin sayfasına bakarken şu resimleri gördüm hemen aliim buraya koyiyim dedim. Saçma resimler bi kısmı çünkü. Hepsini görcem diyosanız aha bura. Şu çocuğun üzerindeki tişört ne iirenç dimi yaa. Dişli bardağa 10 üzerinden 10.



Merdiven altı ayakkabılık fikri süpper. Orda başka böyle tasarımlar da var geçen demiştim ya kreatif zeka aha da olay bu.

Kene mevzuuna takır takır takmış durumdayım noolcak sonum bilemiyorum. Korkumdan rüyalarımda görüyorum. Netten habire kene araştırıyorum. Çok korkuyorum Allahım çok. Hiç bi yere gitmek istemiyom bu yüzden. Zaten gitmiyom o ayrı da bi de istemiyom yani. İnsanlar da hiç aldırış etmiyo gibi. Ama tedavisi yok kardeşim. Isırılınca ölüyosun iki iki dört. Belki kurtulurum ihtimalin yok çünkü dediim gibi tedavisi yok. Offfff!

Bi de dönem şeysileri dedik ya bikaç ay önce alıp okuduum bi kitabı da ekliyim. Bu da '20 lerde geçen ayakkabı manyağı bi kadının ahlaksız hayatını annatıyo. Okuması eğlenceli, bitirince bişi kazanmıyonuz ama vaktiniz hoş geçmiş oluyo. Deniz kenarı kitabı olarak ideal. Al oku sayın okuyucu bu hizmetimi de unutma.

Daha ne diyim ben sana...

2 Yorumcuk:

At 7/30/2008 11:50 ÖÖ, Blogger bahtsız bedevi Şu ahkamı kesti...

Tasarımlar hoşmuş gerçekten. Tabi kullanılabilir olanları daha iyi. Çekmece merdiven güzelmiş bu bakımdan.

Korkunçlu filmler korkutmuyo beni be. İçimde potansiyel bi seri katil olduğundan mütevellit midir nedir, çözemedim..

 
At 7/31/2008 9:41 ÖÖ, Blogger Lafazan Şu ahkamı kesti...

MEraba bahtsız hoşgeldin. Ben bu kadını da seviyom ama adını hatırlayamadım şimdi aniden. Dur yeni film yazısı yazıcam.

 

Yorum Gönder

<< Anasayfa