Cumartesi, Ağustos 08, 2009

HAYVAN SEVGİSİ

Üniversitedeyken bi tane hayvanım vardı, bir köpek, kangal kırması. Veterinerin yalancısıyım yani. Adı Kereviz idi. Çiftlikten geldiği için bitin piresini ayıklayana kadar akla karayı seçmiştik. Haftalar boyu tuvalet eğitimi vermeye çalıştım, bana mısın demedi, en ufak bir eğitilme belirtisi göstermedi. Evin envai köşesine sıçtı, işedi, kurt döktü anlatılmaz iğrençlikler yaptı. Deli gibi seviyordum Kerevizciki. Günlerce ağlayarak kapının önüne bıraktım, zira artık midem bu iğrençliği kaldırmaz olmuştu ki ben öyle her şeyden iğrenen, narin, hassas bir kimlik değilimdir ama bendeki de can yani onu da hatırlatiim. Öküzlük bu noktada bende ama Allahım ya neediyim bi söyleyin, hiç hayvan beslememişim, bunların sıçtıkları şeyin fesleğen olmaıdğını kimse bana söylememiş, tuvalet eğitimini bunca almaz olduklaırnı kimse söylememiş aman ya neyse size mi savuncam kendimi, bıraktım işte.
Şimdi bu deneyimimden sonra hayvan sevgisi konusundaki fikirlerim 180 degree değişti, niye, hemen anlaticiim. Anladım ki bu hayvan cinsi
ay çok sıkıldım sonra yazarım belki

Etiketler:

Cuma, Ağustos 07, 2009

MİGROS MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ

Hayatımın yarısı onu bunu oraya buraya şikayet etmekle geçiyor. Bu şikayet ettiklerimin büyük bir çoğunluğunu da bankalar oluşturuyor, zira kurumsal olmayan küçük firmalarla kendi kavgamı kendi kendime yapabiliyorum.
Eşim beni bu konularda zarif olmamakla, hatta daha açıkçası cırtlak cadaloz olmakla suçluyor, ama hayattan edindiğim bir tecrübe var ki siz cırtlamazsanız karşınızdaki cırtlıyor, mesele ne olursa olsun önce cırtlayan da kazanıyor, en azından içindekini söyleyip rahatlamış oluyor. Zarif yaptığım rica ve şikayetlerden bugüne kadar hiç bir sonuç alamadım, çirkef kavgalar çıkarttığım her şikayetime ise dönüldü, handikapa bakar mısınız? Şimdi kabahat bende mi sizce?
Zarif şikayetlerimden bi buketine nail olan nadide marketimiz Migros ise bugüne kadar beni hiç üzmedi hakikaten. Bankalarmış zırtmış zurtmuş, ben bugüne kadar Müşteri Hizmetleri böyle iyi çalışan, daha doğrusu bu kadar müşteri odaklı çalışan başka bir firma görmedim. "48 saat içerisinde dönüş yapacağız" dediler her seferinde ve hiç bir seferinde 48 saati tamamlamadılar, hemen ertesi gün veya aynı gün içinde sorun çözüldü.
Biri acıklı bir pudra problemi idi. Kadınlar günü indiriminden aldığım bir pudrayı eve gelip sürünce çamur sürmüş gibi oldum, iade için şikayette bulundum, hemen çözüldü. "Denemedin mi?" diyeceklere el cevap: Evet denedim, ama stand görevlisi kızın uygulama süngeri yoktu, parmağıyla yanağıma 1x1 cm karelik bir alana sürdü, o parlak ışık altında aynaya baktırtıp "aman da süper oldu" buyurdu, "ya koyu diil mi dedim", "aa yok diğeri çok açık olur" hikmetti, "iyi" dedim ben de "bir bildiği vardır herhalde". Ama yokmuş. Açıkçası ben bu hususta Migros'un birşey yapacağını zannetmiyordum, zira "denediniz almayaydınız" diyebilirlerdi ve bir pudra parası gözüne batan bir sürü firmanın yapacağı da bu olurdu. Ama ilkeli Migros beni hiç tartıştırmadı bile "getirin hemen değiştirelim" dedi. Canım Migros.
Bir de eliptik bisiklet mevzuu, teşhire koymuşlar Dunlop ER 7000 i ama depoda yok, teşhirdeki de kırık, ben de eşimin gazıyla aradım MH ni. Dedim ki "Madem mal elinizde yok satamayacaksınız neden teşhire koyup kandırıkçılık yapıyorsunuz", hemmen ertesi gün başka bir mağazadan geldi, cillop gibi aldık biz de. Çok güzel diil mi şimdi bu?
Puan mevzuunu da anlatayım bir de, geçen Ramazanda bilmem ne kadarlık alışveriş yapınca Migros Club Karta 50 Tl puan yükleniyordu ama bu kampanyayı haber veren afişin altına öyle bit öyle bit puntolarla bilmemne tarihine kadar kullanılmayan puanlar silinecektir yazmışlar ki okunması namümkün, hatırlanması imkansıza yakın, ben de okumadığım için bu bit ebadındaki yazıları bilmiyordum. Neyse bizim puanları geri almışlar. Gittim harcayacağım aa yok, aradım gene MH yi "aslında böyledi kampanya" dediler, dedim ki "kardeşim o zaaman kampanyada bi de büyüteç verin zira bunu haber verdiğiniz afişte o yazıları bulmak için elektron mikroskobu olsa kar etmez". "Bakalım döncez bebeem" dediler, puanlarımın iadesiyle birlikte geri döndüler, gene Migrosta harcadım o 50 Tl yi helbet. Süpertronik.
Müşteri temsilcilerine ağızlarını yaya yaya konuşmayı öğretmeklten başka bir şey yapmayan sümüklü bankalara ibret olsun. Müşteri odaklı çalışmak budur işte. Heh buna karşılık ben ne yapıyorum, olan alışverişimi Migrostan ediyorum ki dibimde Carrefour, Real zıkkım bilmemne var, yüzlerine bile bakmıyorum. Aslında Migros beni kaybetse noolurdu, batar mıydı, oh no, ama kazanmak için yaptıkları ona bir sadık müşteri kazandırdı.
Burdan teşekkürlerimi sunmak isterim kendisine.

Etiketler: ,

Perşembe, Temmuz 30, 2009

DOMATES


Kıymettar okuyucular,
Bugün sizlere domatesten bahsetmek isterim. Domates öyle bir sebzedir(meyvedir) ki insan bi galon dolusu yese bıkmaz. Benim yazınki beslenme rejimimin yüzde doksanını oluşturur, bu sebeple koca yazı ishal geçiririm. Bir de kiraz böyle olsa ne güzel olur, kiraza da hastayımdır ama domatese olduu kadar diil. Biz küçükken böyle iki yumruğum kadar, kocaman domatesler olurdu. Yamru yumrulardı. Amaaa...n, nasıdılar size anlatamam yaa. Meyve yemezdim yazın, saat başı dolaptan 4-5 tane domates getirir onları yerdim bütün gün. Yaş oldu 35, durum değişti mi peki, bittabi ki hayır, halen gidip gelip domates yiyorum ve üzüldüğüm tek şey oluyor daha fazla yiyememek. En ama en sevdiğim yemeği veya abiriki cubiriki bile limitli yiyebilirim ama domates başka türlü bir şeydir. Dişlerini geçirirsin hem suyu hem çekirdekleri ağzına dolar, azcık tuz böyle biraz dişlerini kamaştırır. of Allahım off...
Görüşmek üzere...

Perşembe, Ağustos 28, 2008

YAZALIM BİŞİLER

dedim ve oturdum.
Efendim tatilimiz aslında Karadeniz gezisi temalı olacaktı lakin plansızlıktan ölmek üzere olduumuzdan Nevşehir, Ürgüp, Göreme, Konya, Eskişehir, Didim ve Assos temalı oldu. Epey farklı bi yerde bulduk yani kendimizi. Ama güzeldi beğendim ben çok. Beyimle dipdipe iki hafta da güzeldi.

Canım geziyi anlatmak istemiyo. Başka şeylerden bahsedicem. Mesila spor salonuna yazıldık biz. Kaya Ramada Oteldeki Palaestra Sağlık Klübü isimli yere kaydolduk. Kendi tarihimizdeki en hayırlı işi yaptık netekim artık yere göğe sığamaz olmuştuk. (Hala da sığamıyoruz bi günde 30 kilo verebilmeyi dilerdim ama namümkün) Çok beğendim güzel bi tesis. Dün kendim gittim bugün de canımın içi bitanecik beyimlen gidicem. Bisiklet senin koşu bantı benim Allah ne verdiyse debelenicez artık. Kese masaj hamam filan da var. Dün kurulanırken ölü derilerimin derimin üzerinden ölü ölü kayıp düştüğünü görünce hemen kese randevusu almaya niyetlendim. Evet biraz kendimi kaybetmiş durumdayım ne var.

Bunun haricinde efendim son önemli gelişmem de aradığım sürmeyi bulmak oldu. Okuldaki Kalpsiz Banu nun sürmelerine her daim hayranlık ve gıptayla bakıyordum epey bir zamandır. İki adet internetten almak, bir adet arkideşin Hacdan gelen sürmesine el koymak bir adet de Ürgüpten Dicle sürmesi almak suretiyle onun performansına yaklaşmaya çalışıp durdum. Çok kayda değer bir netice elde edememiştim henüz. Netten aldıklarım gözümün içinde diil altında konuşlandı, Hac sürmesi mumlu olduğu için sürdükten sonraki 10 dakika içinde Kont Dracula ya döndüm. Dicle sürmesi içlerinde en iyisi çıktı ama önceki gün itibariyle Beyliciuma yaptığım ziyaret neticesinde Sheida marka bir adet lacivert sürme alıp denemeye karar verdim. Hakkaten isabetli karar imiş. Budur yani. Bi kere olsun "dur akiyim sahibimi kıl ediyim" gibi bir düşünce gütmeksizin, 1 saat spor üzerine sauna ha keza bi de duştan sonra eve geldiimde halen gözümde idi. Şimdi kendisinin kaaverengi siyah bi de turkuazımsı gibi bi rengi vardı onları da alıcam. Sürmede son noktadır efendim. Siz de kalem akıyo derdinde iseniz bunu kullanınız. 13 lira ama 10 yıl kullanırsınız yani. Gerçi iki yıl içinde bitmesi gerekiyo son kullanma tarihi öyle.

Aslında yeni kozmetiklerin fotosunu çekip paylaşıcaktım mesila Avon Pro to Go Baby Lips rengindeki rujum. Rujda son nokta rengine aşığım. Alix Avien bi parlatıcı hipertronik renge sahip. Victoria's Secret ın Very Sexy serisinden Isabel fuşya parlatıcı, vıcık gibi gözükse de dokusu süper rengi de. Netten resim de bulabilirim aslında ama ben çekmek istiyodum ama foturaf makinemi annemlere bıraktım. Çekemiycem yani. Sonra böyle bi post hazırlıycam. Ben kozmetiği çok seviyom. Aslında öyle allık fondoten pudra filan hiç adetim yoktur sürünmem yani ama göz dudak makyajı yapıyorum. Bi de üzerinize afiyet cildim düzgündür benim ihtiyacım olmuyo fondoten pudraya. Hep almak istiyom bişiler ama ömrü billah daha bi ruju muju bitirmişliğim yoktur yani. Rimelleri bitirebiliyom bi tek. O da bitiyo mu bilmiyom aslında da atıyom en son bi iki yıl olunca. Ay nası fotoraflayıp yazasım geldi şimci annatamam. Biraz kozmetik sitesi geziyim ben.

Pazartesi, Ağustos 25, 2008

DÖNDÜM

Gittiğimi bilmeyenler için namanidar bi başlık. Bilenlere selam olsun dün akşam 18 itibariyle döndüm ben.

Perşembe, Temmuz 31, 2008

ANI TOPLAMAK

Coştum sanırsam evet, efendim biz ailecek anı toplamaya pek düşkün diiliz hele de ben gördüüm herşeyi atamaya programlı bi insan olaraktan hiç anı manı toplamam. Ama hata ediyorum aslında. Özel günlerin filan çok fotorafı yoktur. Mesela biz arabamızı alırken pek heycanlıydık. Özellikle de kıymetli beyim. Ama bi tane bile aldıımız günün fotosunu çekmemişiz. Geçen gün konuştuk da unutmuşuz da bu anı. Dakka başı araba değiştircek veya bu işleri kolaylıkla yapabilcek kadar geniş bi bütçemiz olmadıından bizim için heycan verici bi olaydı bu. Tatillerimizin de pek anıları yok. Balayı fotolarımız bir formata kurban gitti mesela.
Velhasıl kelam, bundan sonra anı toplayıcısı olmaya karar verdim. Çıktıımız tatillerin, bizim için büyük dünya için küçük olayların resimlerini bastırıp saklamaya, bir dahaki formata kurban gitmeyecek şekle getirmeye de karar verdim. Bunların ilki gezi anı toplayıcılığı. Bu tatilimizin anılarını yazıcam mesela. Buraya diil elle, sonra resimlerini de bastırıcam böyle bi gezi kitabı haline gelicek. Ha keza yıldönümleri bir o kadar doomgünleri filan.
Bundan soona ben bi anı toplayıcısıyım.
Siz nabıyonuz topluyonuz mu? Nası yapıyosunuz? Fikirlerinizi yazsanıza. (üç okuyucudan ne kadar fikir çıkcaksa artık...)

İSMİ DİDİKLE

Şurayı gördüm ne ilginç benim adım 331. sırada. Bakın bak ne güzel.