Cumartesi, Haziran 03, 2006

BAZEN BAZILARI DAYAK İSTER

İnsan hakları, topluma saygı hede hödö filan gibi büyük söylemlere çok katılmayan birisiyim. Toplumun kendi içinde bir dengesi olduğuna, o dengeyi bazen kavga gürültü, bazen dinginlikle tutturduğuna, idamların hak edenlere uygulanması gerektiğine, bir kapkaççının göz altına alınması değil susturuculu bir silahla sessizce öldürülmesi gerektiğine, dostluklarda özel alan sınırlarını ihlal etmemeye, benden büyük insanların beni evin küçük kızı gibi görmelerinin güzelliğine, bunalım insanlardan kaçmak gerektiğine, aşkta geçerli tek kuralın kuralsızlık olduğuna, bir erkeğin bir kadını aldatmaması için öncelikli şartın bu erkeğin harbici bir dini inanca ve Allah korkusuna sahip olması gerektiğine, bir kocanın koca oluşunun baş şartlarından birinin cumaya gitmesi gerekliliği olduğuna, sol söylemlerin dev bir safsata olduğuna, dinci söylemlerin içimi sıkıp beni yoldan çıkaracak bir isyan duygusu yarattığına, rengini belli etmeyen insandan nefret etmenin gerekliliğine, hayvandan, zelzeleden, ecinniden değil insandan korkmanın gerekliliğine, yalnız dürüstlüğün kalabalık şerefsizlik altında ezilmeye mahkum olduğu gerçeğini kabul etmek istemeyişime inanırım.
Bi sürü inancım var, bazıları zamanla değişiyor, herkes gibi. Bazıları sabit kalıyor ama sebebini bilemiyorum.
Konuşularak yola getirilecek insan sayısının azlığını, öğretmenliğim esnasında iyice idrak etmiş olduğumdan dolayı bazı insanların sıkı bir sopayla akıllarının başlarına geleceğine artık iyice kaniyim. Bütün gün evde arı gibi didindiğim halde akşam gelen kocamın "aaa bütün gün evde yattın niye bu kadar yorgunsun" sorusuna karşılık verilecek sırf mantık bir cevabın, oturtulacak sağlam bir yumruk karşısında daha az başarı şansı olduğunu biliyorum mesela. Ağzından küfür düşmeyen, en büyük esprisi yanındakine "ananı s.kiim" demek olan bir kısım öğrenci insanının da kuytu bir köşeye çekilip ağzı burnu dağıtılmak suretiyle adam edileceğini düşünüyorum. Erkekliğini arabasıyla eş tutan, arabası bozulunca kendi de bozulan, hız yaparak, makas çekerek kendini kanıtlamaya çalışan hanzoların, kafasına vurulacak sıkı bir balyoz darbesiyle hızının kesileceğini düşünüyorum. Koca gün didinildiği halde, bunu ısrarla görmek istemeyen, ısrarla yalakalık bekleyen bir grup "amir" diye adlandırılan insanın incik kemiğine vurulacak sağlam bir darbe aniden gözlerini açabilir mesela. 7 ayakkabının tamirine, ki bu tamirlerin her birinin yapılış süresi 3 dakika olduğu halde 50 YTL isteyip, koca günün emeğini çalmaya çalışan herifin dükkanının camlarını indirmek de onun paragözlüğü üzerinde pozitif yönde bir etki yaratacaktır. Ha keza, bir bacağı kısa olduğu için asla bir duvara monte edilemeyecek bir raf veren Mudo satış görevlisi.
Bazı insanlar dayakla uslanıyor mirim, bana da lazım arada bir, ortada hiçbir sebep yokken vırıl vırıl söylenip zavallı kocamı çileden çıkarttığım vakitler, gereksiz hırçınlıklarla annemi babamı üzdüğüm vakitler vs vs vs....

3 Yorumcuk:

At 6/03/2006 9:58 ÖS, Blogger passive Şu ahkamı kesti...

hooooooooo

 
At 6/04/2006 1:55 ÖÖ, Blogger uNut Şu ahkamı kesti...

süper olmuş bu......os!!

çekirgen oliiiiim mi apla?!

 
At 6/04/2006 9:57 ÖS, Blogger Lafazan Şu ahkamı kesti...

Daalın leyn!

 

Yorum Gönder

<< Anasayfa