Cuma, Mart 16, 2007

GENE Mİ KUAFÖR? SENİ ANCA KANZASHİ PAKLAR GÖZÜM!




Geçen seneydi galiba, yada daha önceki sene, amazon.com dan şu yukarıda, resmi de bahismevzuu siteden çalıntı olan kitabı ve diğer iki kardeşini almıştım. Babaannemden kalan emektar dikiş makinesini getirmiş, harıl harıl çalışmalara başlamıştım. Beni durduran en önemli iki etken ise, a)beceriksizlik b) can sıkıntısı c) yer ve göğün iplik parçacıkları içinde kalması ve bunları temizleme işinin insanın bünyesinde meydana getirdiği şiddetli asabiyet. Öteki kitaplarım neyse de bunu sıklıkla açar hayran hayran seyrederim, üstelik kitaplar gelsin diye bi ay boyunca da inleye inleye kargo beklemiştim. Aslına bakarsan niye bunca uzun anlamış da diilim yani, burdan biniyoz uçağa Amerikaya iniyoz da kitaplar koşa yüze mi geliyo? No, onlar da aynı yolu katediyo, muhtemelen de aynı vasıtayla, yolda kimi görüyolar da bu kadar gecikiyolar bilinmez.


Şimdi, yeni bi Japonişçiko sanatı keşfettim ki o da toka yapım sanatıdır, kaynaklarımı da açıklıyım, toptan hırsızlık olmasın demi, şu sitede gördüm, şurdan araştırdım, şuraya ulaştım.






Bu görmüş olduunuz sanat şaheseri, toka caanım, kafaya takılıyo. Geisha ve maikolar özellikle kullanırmış bunları vaktiyle, Kanzashi deniyo. Keşke benim de olsaaa... Bugün gene kuaföre gittim ben de, ya niye bu kadar gergin hissediyorum bu mekanda kendimi anlamıyorum, zannederim, benim kontrolüm dışında insanların bana dokunması, tepemde dikilmeleri filan geriyo beni, gerildikçe aksileşiyom, doğal olarak hizmet veren eleman da sinirli oluyo, bi gergin ortam bi katliam sürüp gidiyo. Kızlar böyle kuaförleriyle bi ton şey konuşup gülüşüyolar ya nası oluyo bu anlamıyom, ben konuşcak bi tek "kaşımı çok alma, incelmesin, bi de sakın kesiim deme, tırnaamı öyle törpüleme" gibi zaarif emir cümleleri kurabiliyorum. Üstelik en geç 10 günde bir de kuaföre gitmem gerekiyo, hayatımın azabı yani. Bunun ötesi kuaförlük kurslarına gidip artık bu işi evde yapmaya başlamamdır, yoksa bu gerilim beni genç yaşımda öldürücek. Muhtemelen bu da "iş teslim edememe sendromu"ndan kaynaklanıyo, "ben daa iyisini yaparım" diye düşündükçe senlen uuraşan insana da dudak bükerek bakıyosun haliyle, o da avarel diil ya anlıyo, "ben bu işi yıllardır yapıyom koçum" moduna giriyo, sen de karşılık olarak "hadi len, pabucumun kuaförü kalk ordan senden iyisini yapmazsam aadiyim" moduna giriyosun, o da "vurcam şimdi kafana fırçaylan, kesivercem tırnaanlan birlikte barnaanı da, ukala dümbeleği" diye düşünüyo. O yüzden genel olarak iki kere bi kuaföre de gidemiyosun, habire değiştirmek gerekiyo. Kuaförümün adı "Gazze Şeridi". Ayh!




Neyse tokaya dönelim, bakınız saçıma da dalgalı düz fön çektirmişim, şööle yukarıdaki gibi bi kırmızı toka ne de yaraşırdı diyil mi? Hediye etmek isterseniz bi takka bile beklemeyin derim ben.

Anne kız, dalgalı düz saçım güzel olmuş mu?


Bu Japon milletini seviyorum ama sanki kafamda hep kimonolarıyla gezen bi ırk olarak kaldılar, onların yeni dünya düzenine uyduklarını düşünemiyorum bi türlü, hep üçgen şapkalı, bol kollu kıyafetli küçük amcacıklar-teyzecikler olarak gözümün önüne geliyolar.
Yazın Tell me more setiyle İnkilisce çalış, dış ticaret kursuna git maddelerimin altına bi madde daha eklendi, Omiyage kitabını getir, temin edebilirsen bunu da temin et, üretime başla maddesi de eklendi.
İşte böyle canım be...







Etiketler:

2 Yorumcuk:

At 3/17/2007 11:47 ÖÖ, Blogger Kara Şu ahkamı kesti...

Puanlarımız saçına gidiyor Lafazan. Hem de bir sürü, boncuk gibi puanlar...

Lakin anlamakta bir hayli güçlük çektiğimiz bir durum var: Huzur ve iyilik duyguları içinde oturuyor olman gereken evinde, niçün işini iyi bildiğini zanneden bir kuaföre bakar gibi bakıyorsun.

 
At 3/17/2007 1:01 ÖS, Blogger Lafazan Şu ahkamı kesti...

Ama böyle demeyelim Muratcıım, cıım diyosam da sırf iyiliğimden yoksa yüzüne bakılcak insan diilsin yani, dooru biraz asabi bakmışım ama o çift ayna kullanarak en iyi foturafı çekme konusundaki azmin yarattığı bir gerginliktir olsa olsa. Yoksa huzur ve iyilik duyguları içinde oturuyor olmam gereken evimde, niçün işini iyi bildiğini zanneden bir kuaföre bakar gibi bakıyım?

 

Yorum Gönder

<< Anasayfa