Pazartesi, Haziran 19, 2006

NASIL KALDIM ANLAMADIM

Annem geldi, hop hop hop, babam geldi güp güp güp, ablam kızım geldi tralaylaa, hepsi gittiler hühühüüü.
Aynen böyle yaşandı olay, onları yolculadıktan sonra ağladım bi ton, "bıktım ulan artık, yetti gayrı, hep ayrı hep ayrı" diye. O üzüntülü anımda bile kafiye yapmaktan geri kalmadım ki anlayın ne şairane, ne ince hisli bi yapım var, ondan matematikçiyim zati, matematikçilerin hisleri (ilk 5+bi de altı) fecii gelişiktir, habire olmayan bişeyleri varsaymaktan, varsaydığımız olmayan şeyleri ispatlamaktan duygu muygu bizde ağaç gibi kök salar, çok aşık oluruz, accayip sinirleniriz, korkunç kızarız, normal insanlar diilizdir yani. Öyle offfff....
Banyomda gördüğüm, son zamanlarda populasyonu artan toz topakları, halıların üzerinde gördüğüm bölünerek çoğalan lekeler bana temizlik zamanının geldiğini bildiriyor. Henüz okul açık olduğu için ve ne acı ki 30 hazirana kadar da açık olacağı için, bu umutsuz çığlıkları göz ardı ediyordum. Ama insanları evime oturmaya çağırmak gibi bir basiretsizlik gösterince aynı çığlıklar bir anda canhıraş bi biçimde gelmeye başladı kulağıma. Şu an da o çığlıkları duymamak için blog yazmaktayım zati. Ogame de malım birikmemiş ki enerji tekniğini 8., lazer tekniğini 10. seviyeye çıkarıp azcık daha oyalanabileyim. Yarına olur herhal, sonrasında da plazma atıcı yapıcam, gezegenin bi ucundan girip ötekinden çıkıcam, Konya ovası gibi dümdüz edicem öyle ki Jüpitere bi yımırta diksen Mars tan gözükücek, höyle yani.
Yavrulara karneleri verdim, zırzır kız taifesi sanki koca sene devrilip yatan, sıfırları çifter çifter alıp da hiç mi hiç sallamayan kendileri değilmiş gibi, gözyaşlarına boğuldular. "Nasıl kalırım ama matematikten nasıl böhüaağğğğrrrhhhhhh" diyen gerizekalı yavru, sene içinde üç adet boş kağıt takdim edip üç adet sıfır almıştı. Bazen acaba bu nesil az aptal da söylenen hiç bişeyi anlamıyor mu diye düşünüyorum, "hoca topluluk içinde notun 100 demekten çekindi, ondan sıfır diyo, eksik kalan 1 i sonra söölicek, 100 almışımdır ben aslında" diye bi mantık yürütüyolar sanırım. Diğer sınıflardan ağlayanlar da Yılmaz Morgül'e taş çıkartıyorlardı, bir hönkürük bir dövünük. Erkekler bari ağlamadılar, göğüslerini zayıflarına siper edip tırıs tırıs evlerinin yolunu tuttular. Allah ıslah ede.
Şimdi sıra geldi diğer kılçık maratona, sorumluluklara, namı diğer "hocam azcık yardım edin". Aslında ben organizasyon şirketi sahibi olmak istiyorum ama biraz da öğretmen olmak istiyorum gene de, azcık da organizasyon.
Evet.

4 Yorumcuk:

At 6/24/2006 1:22 ÖÖ, Blogger passive Şu ahkamı kesti...

ne organizasyonu ya ben bişi annamadım

 
At 6/24/2006 10:17 ÖÖ, Blogger Lafazan Şu ahkamı kesti...

beyle ne biliim organize etmek, parti, toplantı, düğün, dernek felan gibi annadın mı? bi nevi müdürlük. hali hazırdakinden daha iyi yaparım orası garanti.

 
At 6/24/2006 3:37 ÖS, Blogger passive Şu ahkamı kesti...

orası garanti ötesi anacııımmm
gök-pas organizeyşın die bi şirket kuralım mı hakan da muhasebeci olurdu

 
At 6/25/2006 7:36 ÖÖ, Blogger Lafazan Şu ahkamı kesti...

hakan muhasebeci olursa üç kuruş para yüzü bize haram olurdu ama kuralım kuralımmmm

 

Yorum Gönder

<< Anasayfa