YENİ EV-Bİ TUHAF RUH HALİ
Taşındık, yerleştik mi, %80 civarında, ıvır zıvır şeyler kaldı geriye. Bizim 1+1 evimizden çıkan eşyalar bu 3+1 evde biraz düdük gibi kaldı haliyle. Eski evimizde koridor neyim olmadığından yolluk gibi bir ihtiyacımız olmamıştı hiç, burda koridordan bol bişiy yok ve bi yolluk beğenip alamadığımız için de ortalık cascavlak. Halı problemi son safhada. Öbür taraf halıflexti burda parke. Yalnız ben kendimizden korkuyorum. 1+1 evi son kullanım verimliliğiyle dolduran bizler bu yayla misali evi 2-3 seneye kadar neyle doldururuz bilinmez. İlk uyarı annemden geldi, "Bi ton şey alıp doldurmayın kızım" diye.
Bana fazla büyük ve ıssız geliyor ev, eski evde öksürsen ittirme gücüyle mutfağı bulman mümkündü, bi fiziksel performans sarfetmeden ev içindeki gezmelerini tamamlayabiliyordun, bi adım hop banyo, iki adım salon, sıkıldın mı kaldır mabadını iki adım daha yürü bilg başına çöreklen. Burda ööle diil efendim. Mesafeyi düşününce insan yattığı yerden, yatak odasına gitmeye üşeniyor. Bilg odası yapılan odada oturan saygıdeğer kişinin evle hiçbi alakası kalmıyor. Sanırım kocamla samimiyetimize biraz kıran giricek, bikozz eski evde küssen çekip gidicek oda yoktu, küs küs gene birlikte oturmak zorunda kalıyodun, burda ise oda seçip beğenme problemin var sadece.
Aile yeri efendim burası, sitelerin arasındaki havuza da bakıyoruz, aşağıdaki listede gördük, havuz bakım parası diye 10 YTL istemişler ama havuza pek kimsenin baktığı yok gibi, öyle içine girilip çimilen havuz diil, su akar deli bakar mantığıyla konmuş süs havuzu ama epey büyük. 14. kattan bakınca da hiç süslü bi mekan gibi gözükmüyo onu da belirtiyim. Akşamları görmekten bıktığım ve tiksindiğim yeniyetmeler, teyzeler-amcalar, sportik karakterli insanlar havuz çevresinde fır dönüyor. Eğlence diz boyu!
İşyerlerine de yakın, misal kocam öğlen yemeğine eve geldi. Ben zaten evdeydim ben de bilg odasından mutfağa doğru geldim, ortada buluştuk. Bi de köpeği var buranın, köpekleri demek daha doğru. Site nüfusu kadar köpek de var, her daireye bi iki köpek düşüyor, miskin miskin yatıyolar ama gece olunca birden bunların dizlerine kuvvet, gözlerine fer geliyor, rov rov havlayarak koşmaya başlıyorlar. Hani köpek havlaması-ulumasından deprem alarmı çıkartmaya çalışacak olsan bir gece gözünü kırpamazsın. Hoş 14. katı tutarak aşağı inme ihtimalimizi toptan bitirdik ya, gök tepemize yıkılana kadar evde bekliycez mecbur. Tomb Raider filminde Angelinanın kullandığı yarasa kanatlı kıyafet ekipmanından edinmeyi gündeme getirdik ama kilolarımızın 5 Angelina gücünde olmasından dolayı sözkonusu ekipmanın bize bi faydası olmayacağına karar verip vazgeçtik. Zati bu yükseklikte de yerçekimi var mıdır bilemiycem, camdan atlasak aşağı değil, yukarı süzülme ihtimalimiz de var.
Eski kabuslarım hep yüksek yerden denize düşmekti, yeni kabuslarım ise evin camından aşağı düşme konulu. Üzerinize afiyet camlar biraz alçak, yani kanadı açıp yanında durduğun zaman camın seviyesi dizlerine yakın oluyor. Şööle bi senaryom var, cama çıkmışsın, sağa sola bakınıp efkarını dağıtmak istiyosun, ay aniden başın dönüyo sendeliyosun, aha da bu noktada bitmiş oluyosun zaten otomatikman, çünkiğ sendelediğinde seni dayayacak olan pervaz dizin hizasında yani vücudun ağırlık merkezinden aşağıda. Bu durumda noluyo, kendini dengeleyip toparlayamadığından, 10 YTL bakım parası tahsis etmiş olduğun havuzla son derece yakın ilişkiler kuruyosun. Diğer dairelerden 15 YTL toplarlar herhalde artık havuzun tabanına resim yaptık diye. Ayrıca düşerken imansız gitme kaygın da yok, üç Kulhuvallahi bi Elham okuyacak kadar vaktin var, mesafe uzun. Sonuç, camdan bakılmıyo, yada camdan bakma aşkı uzaktan yaşanıyo.
Okula da gittim, yeni iş arkadaşı sürümle tanıştım, hiç de memnun kalmadım, erkek örtmenler her yerdeki erkek örtmenler gibi, işe yaramaz, "hallederiz, yaparız"cı, sallama, beş para etmez, iş ahlakından bi haber tipler. Bayanlardan da gözüme kestirdiğim biri yoktu, yalnız takılıcaz artık mecbur, eğer sonradan sevdiğim yada anlaştığım biri çıkmazsa. Hayalkırıklığının dibindeyim okul açısından. Bina mina iyi, tıksırma laboratuvarı bile var, fiziği kimyası bilg ı, her sınıfta projeksiyonu, tertemiz sıraları tahtaları, iyi öğrencileri felan. Görünen de o ki pek dersim de olmayacak, anca 15 saat maaş karşılığı. Yeni bi dolabım oldu 18 numero.
İçim sıkılıyo arkadaşlar aslına bakarsanız, bi tuhafım, kendimi herşeyi değiştirmek istiyorum, öğretmenlikten bıktım, bu gençlik bunalımlı tiplerden, hiç bi iş yapmamak için canını ortaya koyabilecek örtmen tayfasından, naaparsan yap en kötüsüyle en iyisi arasında bi fark bulunmamasından, okul ayakkabılarından herşeyden. Mecidiyeköyü çok seviyomuşum bi de ben, çok özlüyorum geldiğimden beri, her yandan sıkışmış gibiyim, nefes almakta zorlanıyorum. Biliyodum hem evi hem işi değiştirmenin ağır geleceğini işte şimdi o bunalım günlerinin tam tepesindeyim.